Tuesday, December 16, 2008

Atık malzeme, altın ve gümüş gibi "değerli" olmayabilir ama toplumsal "değer"leri daha doğru yansıtıyor.

PET’ler

Mimar William McDonough ‘beşikten beşiğe’ manifestosunda, ‘yaşam’larının sonunda atık olarak dünyayı dolduran ve ‘beşikten mezara’ kullanılan ürünler tasarlamak yerine, döngülerde sürekli olarak dolaşan, devri daim yapan ürünler üreterek "beşikten beşiğe" kullanımın mümkün olduğunu savunuyor. Gülnur Özdağlar Güvenç’in plastik/PET şişelere yeni birer yaşam kazandırarak yaptıkları da bu öngörünün şaşırtan, hayranlık uyandıran kanıtları.

Bugün dünyada plastiklerle yapılmakta olan geri-dönüşüm aslında bir alt-dönüşüm (downcycling /düşük-dönüşüm). Çünkü dönüşen malzeme her zaman yeni haline kıyasla daha düşük kalitede oluyor. Dolayısıyla bu dönüştürme eninde sonunda kullanılamaz bir atıkla sonuçlanıyor. Cam, kağıt ve metallerin tersine, yeniden dolaşıma daha düşük bir formda giren plastikler için, yeni bir dünyanın değerlerini yüklenerek reenkarne olmak, alt-dönüşümden kurtulmanın tek yolu. Yani malzemeye eksilen değerini aşacak yeni bir değer eklemek... Bu ilave sayesinde alt değil üst-dönüşüm ya da yüksek-dönüşüm'den (upcycling) söz etmek mümkün. Bu ilave değer, mucizevî bir kimyasal olabileceği gibi müphem simyevi bir katkı da olabilir.

 

“Tertium Non Data”, Gülnur'un zarif birer sanat objesine dönüştürdüğü PET şişeleri sergilediği bloguna verdiği isim.(*) "Üçüncü Veri Yok" demek… Latince bir simyacı deyişi. Anlamı şöyle açıklanabilir: Bir elementten diğerine, örneğin tenekeden saf altına dönüşüm esrarengiz bir süreçtir. Dönüşümü etkileyen şeyin yani 3. verinin ne olduğu bilinemez.

Evsel bir atıktan güzel ve kullanılabilir bir nesneye dönüşümün bilgisi de bu çerçevede bir ‘3. veri’... Her ne kadar bilinemeyeceği düşünülüyorsa da, biz ona belki ‘sanat’ diyebiliriz, ‘insan dokunuşu’ diyebiliriz. Belki endüstrileşmenin yücelttiği karşıt değer olan  ‘handmade’ / el yapımı kavramından bahsedebiliriz.

Seri üretilmiş ve kayıpsız dönüştürülemez bir tür çöp olan PET şişeye Gülnur’un eli dokunduktan sonra ortaya çıkan ve düşünce yoluyla atfedilen yeni ‘değer’ ile yaratılmış bu 2. hayat artık daha uzun ve çok daha itibarlı: PET mücevherler takmış şık hanımlar, PET kabuklarla bezenmiş keten örtüler, ince porselenlerle yan yana duran PET kâselerle kurulmuş ziyafet sofraları, kristal avizelerin yerini tutmaya özenen PET avizeler…

Gülnur, çöpten takı, aksesuar, ev eşyası yapmak için PET şişeleri toplayıp, kesip, ısıtıp, eritip, delip, yeniden biçimlendiriyor. Bunu, dönüşüm sorunsalına şahsi cevabı olarak görüyor. Bu cevabın zengin ürünleri, Aralık ayında ilk kez KOLEKSİYON’un Ankara-Ümitköy’deki mağazasında sergilenecek.


PET: Polyethylene Terephthalate

Saydam, berrak, sert, dayanıklı, gaz ve nem geçirmez.

Kimyasal tepkisizlik ve fiziksel alımlılık özellikleriyle gıda ambalaj malzemesi olarak en tercih edilir polimer türü olan PET, sadece su şişesi olarak yılda 1,5 milyon ton tüketiliyor. Bunların geri dönüşüme giren kısmının % 70'i daha düşük değerdeki sentetik elyaf üretiminde kullanılıyor. Üstelik geri-dönüşüm için harcanan emek, para ve enerji, getirdiği kazanç ile karşılaştırıldığında hiç ekonomik değil. Mevcut sistemlerle yapılan geri-dönüşümün hiç yapılmaması halinde dünyanın daha az zarar göreceği söyleniyor.

Çok sayıda üretilen her şey çok sayıda atık anlamına geldiğinden, atık miktarını azaltmanın tek yolu aslında üretimi azaltmak. 

No comments:

Post a Comment